Notice: _load_textdomain_just_in_time işlevi yanlış çağrıldı. Translation loading for the meddox domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Ayrıntılı bilgi almak için lütfen WordPress hata ayıklama bölümüne bakın. (Bu ileti 6.7.0 sürümünde eklendi.) in /home/haticezengel/public_html/wp-includes/functions.php on line 6121
MÜKEMMEL DEĞİLİZ HİÇ BİRİMİZ - Psk. Hatice Zengel

Deprecated: preg_replace(): Passing null to parameter #3 ($subject) of type array|string is deprecated in /home/haticezengel/public_html/wp-includes/formatting.php on line 868

MÜKEMMEL DEĞİLİZ HİÇ BİRİMİZ

Mükemmeliyetçilik insanı yoran, yıpratan, strese ve dolayısıyla sağlık sorunlarına sebep olabilen, kişinin kendiyle, başkalarıyla ve dış dünyayla ilişkisine zarar verebilen bir kişilik özelliğidir.

Öncelikle mükemmeliyetçilik nedir? İnsanın kendine, başkalarına ve dünyaya, durumlara karşı çok yüksek beklentilerinin olması, kusursuzluk beklentisi. Sadece kendine, sadece başkalarına ve dış dünyaya karşı olabilse de, benim gördüğüm en sık ve en acımasız olanı sanki sadece kendine karşıymış gibi olup, aslında hepsinin bir arada olduğu durum.

Neden kaynaklanır? İlk önce, tabii ki tüm kişiliğimizi şekillendiren, dünyayla ilk temas ve ilk öğrenme yerimiz olan aile, sonra okul, arkadaşlar, medya, son zamanlarda özellikle sosyal medya, kısaca toplum, kişinin bu yüksek beklentileri içselleştirip benimsemesine sebep olabiliyor.

Nelere sebep olabilir? Kişinin tıpkı ufuk çizgisi gibi, varılması imkânsız hedefler belirleyip, sürekli bunun için çabalaması; başarıyı asla takdir etmemesi; sonuç mükemmel olsa bile küçümseyip yeni bir mükemmel hedef belirlemesi; sürekli “-meli, -malı” cümleleriyle yorgun bir zihin; daha hedef ya da plan belirlerken bile ayrıntılarda boğulup çok fazla zaman, çaba ve enerji harcama; mükemmel olmayacak diye düşünüp hiç başlamama ya da sürekli erteleme; tüm ayrıntılara verilen abartılı bir çaba, ama gene de sürekli eleştiren ve beğenmeyen bir iç ses. Başkalarına karşı olunca da, karşıdaki ne yaparsa, nasıl yaparsa yapsın, sonuç ne olursa olsun, olumsuza odaklanma, eleştiri ve başarıyı küçümseme. Dolayısıyla sosyal ilişkiler ya da aile içi iletişimde sorunlar…

Peki ne yapmalıyız? Hedefler ve planlar konusunda beklentiyi kapasitenizin çok üstünde tutmamak, evet, elinizden gelenin en iyisini yapmak ama, sonuç ne olursa olsun “Ben elimden geleni yaptım.” diyebilmek, özşefkat işimizi oldukça kolaylaştıracaktır. Başkalarına karşı da empati kurabilmek “Evet, elinden geleni yapıyor.” diyebilmek daha ılımlı olmamıza ve ilişkilerde eleştiri ve kırıcılık konusunda frene basmamıza yardımcı olacaktır.

Mevlana’nın dediği gibi: “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.”

Fotoğraf: Bazıları solmuş, annemin “mükemmel” olmayan gülleri 🥰

Leave a Reply

Bize Ulaşın