Mükemmeliyetçilik insanı yoran, yıpratan, strese ve dolayısıyla sağlık sorunlarına sebep olabilen, kişinin kendiyle, başkalarıyla ve dış dünyayla ilişkisine zarar verebilen bir kişilik özelliğidir.
Öncelikle mükemmeliyetçilik nedir? İnsanın kendine, başkalarına ve dünyaya, durumlara karşı çok yüksek beklentilerinin olması, kusursuzluk beklentisi. Sadece kendine, sadece başkalarına ve dış dünyaya karşı olabilse de, benim gördüğüm en sık ve en acımasız olanı sanki sadece kendine karşıymış gibi olup, aslında hepsinin bir arada olduğu durum.
Neden kaynaklanır? İlk önce, tabii ki tüm kişiliğimizi şekillendiren, dünyayla ilk temas ve ilk öğrenme yerimiz olan aile, sonra okul, arkadaşlar, medya, son zamanlarda özellikle sosyal medya, kısaca toplum, kişinin bu yüksek beklentileri içselleştirip benimsemesine sebep olabiliyor.
Nelere sebep olabilir? Kişinin tıpkı ufuk çizgisi gibi, varılması imkânsız hedefler belirleyip, sürekli bunun için çabalaması; başarıyı asla takdir etmemesi; sonuç mükemmel olsa bile küçümseyip yeni bir mükemmel hedef belirlemesi; sürekli “-meli, -malı” cümleleriyle yorgun bir zihin; daha hedef ya da plan belirlerken bile ayrıntılarda boğulup çok fazla zaman, çaba ve enerji harcama; mükemmel olmayacak diye düşünüp hiç başlamama ya da sürekli erteleme; tüm ayrıntılara verilen abartılı bir çaba, ama gene de sürekli eleştiren ve beğenmeyen bir iç ses. Başkalarına karşı olunca da, karşıdaki ne yaparsa, nasıl yaparsa yapsın, sonuç ne olursa olsun, olumsuza odaklanma, eleştiri ve başarıyı küçümseme. Dolayısıyla sosyal ilişkiler ya da aile içi iletişimde sorunlar…
Peki ne yapmalıyız? Hedefler ve planlar konusunda beklentiyi kapasitenizin çok üstünde tutmamak, evet, elinizden gelenin en iyisini yapmak ama, sonuç ne olursa olsun “Ben elimden geleni yaptım.” diyebilmek, özşefkat işimizi oldukça kolaylaştıracaktır. Başkalarına karşı da empati kurabilmek “Evet, elinden geleni yapıyor.” diyebilmek daha ılımlı olmamıza ve ilişkilerde eleştiri ve kırıcılık konusunda frene basmamıza yardımcı olacaktır.
Mevlana’nın dediği gibi: “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.”
Fotoğraf: Bazıları solmuş, annemin “mükemmel” olmayan gülleri 🥰