Başkalarına karşı anlayışlı, nazik, şefkatli, merhametli olan insan, kendine gelince aynı şekilde davranmayabilir.
Özşefkat nisbeten yeni bir kavramdır. Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) içerisinde önemli bir yer alır.
Peki nasıl şefkat göstereceğiz kendimize? Öncelikle insan olduğumuzu ve değerli olduğumuzu kendimize hatırlatarak. İnsanın değeri, maddi imkânları, sosyal çevresi, mesleği, güzelliği, zekâsı, başarlı olması ile ölçülemez.
Yani hata, yanlış yapabilir, başarısız olabilir, başkalarının (Ben “el alem terör örgütü” diyorum ☺️) beklediği tüm bu özelliklere sahip olmayabiliriz. Sadece “insan” olduğumuz için değerliyiz.
İnsanlar kendilerini ya olduklarından iyi ya da kötü görebilir, her açıdan.
İç sesimiz genelde bizi yetiştiren insanların ve toplumun sesidir.
Özeleştiri, kendimizi olumlu ve olumsuz her yönden değerlendirebiliyorsak işlevsel olur.
Sürekli dış dünyayı ya da kendimizi suçlamak; ikisi de sağlıklı bir bakış açısı değildir.
Hep kendimizi suçlamak, kusurlu, hatalı, eksik, başarısız bulmak kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülüklerdendir.
Kendinizin arkadaşıymışsınız gibi konuşun kendinizle. “Sen de insansın, hata yapabilirsin. Bunu düzeltmek için ne yapabilirsin? Yardım isteyecek birileri var mı? Bir dahaki sefere sonucun daha iyi olması için ne yapalım?” gibi sorularla kendinizi anlamaya çalışmak ve çözümsüz, çaresiz olmadığınızı görmek…
Kendi kendine konuşmak ve gülmek delilik değildir. Bilakis, sağlıklı bir zihin ve stresi azaltmak için gereklidir. 24 saat kendimizle birlikteyiz, haliyle en iyi arkadaşımız da kendimiz olmalıyız ☺️
Özşefkat, şımarıklık, suçlu olsak da kendimizi haklı görme, kendimizde her şeye hak görme değildir.
Kötü hissettiğimiz bir durumda kendimize şefkat, merhamet göstermek, anlamak, moral vermek; motive olmamıza, stres, olumsuz olaylar ve yaşantılar karşısında daha güçlü durmamıza ve daha sağlıklı bir insan olmamıza katkı sağlayacaktır. Ne de olsa, en yakın ve iyi arkadaşımızla birlikteyiz ☺️
Fotoğraf: Bana göre bugüne kadar çektiğim en güzel gül ☺️ Kendim için… ☺️